Aydınlık Gazetesi / THY ve Aileler Arasında Yaşananlar

Özel Çocuklar Eğitim ve Dayanışma Derneği (ÖÇED) Başkanı Parin Yakupyan:

THY’nin Uçabilir Raporu İstemesi Bize Otizmlilerin Damgalandığını Hissettirdi

Otizmli bir çocuğun ailesi olmak ne kadar zor? Bunu ancak yaşayan bilir. Ben, 24 yaşında otizmli bir gencin annesi olarak, bu zorlukları ilk elden deneyimledim. Oğlumun çocukluğunda otizm hakkında pek az şey biliniyordu. O günlerde bu bilgisizlik bizleri üzüyor olsa da, şimdi geri dönüp baktığımda, o zamanlarda yaşamında daha kolay olduğunu fark ediyorum. Bugün, neredeyse herkes otizm hakkında bir fikre sahip; ancak bu fikirler genellikle yanlış bilgiler ve önyargılarla dolu.

 

Evlerimizde yaşadığımız zorluklar bir yana, asıl mücadelemiz dış dünyaya adım attığımız anda başlıyor. Son dönemde, Türk Hava Yolları’nın (THY) otizmli bireylerin uçuşa kabulü için doktor raporu talep ettiğine dair bir haber gündeme geldi. Bu olay, otizme yönelik önyargıların sadece bireylerde değil, kurumlarda da ne kadar yaygın olduğunu gözler önüne serdi.

Ben bu olayı ilk haber aldığımda bunun asılsız olduğunu düşündüm ve böyle bir uygulamanın olabileceğine inanmak istemedim. Ancak, benimle iletişime geçen aileler, kendilerinden uçuş öncesi doktor raporu istendiğini belirtince, gerçekle yüzleşmek zorunda kaldım. THY’nin web sitesindeki çizelgeyi incelediğimde de rapor istendiğini açıkça gördüm.

Uygulamadan Etkilenen Aileler Var

Haziran ayında başlayan bu uygulamadan etkilenen ailelerle temas kurdum. Kimisi uçağa binmeden önce THY’nin doktor tarafından verilmiş uçabilir raporu talep ettiğini, kimisi de değerlendirme için çocuklarının havaalanındaki doktorun kontrolünden geçtiklerini, doktora ücret ödediklerini  ve değerlendirme sonrası uçağa binebildiklerini anlattı.

 

Bir Kez Daha Çocuklarımızın Ayrıştırıldığını ve Damgalandığını Hissettik

Çocuğunuzun uçağa binebileceğini bir doktor raporu ile ispatlamak zorunda bırakılmak gerçekten çok üzücü.  Bir anne olarak, çocuğumun uçuş güvenliğini tehdit eden biri olarak görüldüğünü ve bir kez daha damgalandığını hissettim. İnanın çocuğunuza bu gözle bakıldığını düşünmek, en hafif tabirle, yürek burkucu.

Hepimiz bir uçuş sırasında çeşitli riskler taşıyor olabiliriz. Arkamızdaki yolcu panik atak geçirebilir ya da ciddi bir sağlık sorunu yaşayabilir. Çocuklar veya bebekler bazen ağlama krizine girerler. Bunların “normal” dediğimiz insanların da başına geldiğini çok kez görmüyor muyuz? Otizmli ya da tipik gelişen herkesin uçuş sırasında problem davranış gösterme riski bulunuyor. Burada rahatsız edici olan, öngörülemeyen riskler her yolcu için geçerli iken, sadece otizmli bireylerden doktor raporu istenmesidir.  Bu durum bize otizmlilerin damgalandığını, öfkeli ve saldırgan olarak kodlandığını hissettiriyor.

 

Uğradığımız İlk Ayrımcılık Değil

Otizmli aileler olarak, günlük yaşamın içinde aklınıza gelmeyecek kadar farklı yer ve şekillerde ayrımcılığa maruz kalıyoruz. Sırf bu nedenle birçok aile, çocuklarının otizmli olduğunu saklamaya çalışıyor ve tanı almaktan kaçınıyor. Burada THY’nin istediği “uçabilir raporu” doğrudan engelli raporu olmasa da, bu konudaki kaygıları artırıyor. Bu olaydan sonra “İyi ki çocuğumun otizmli olduğuna dair bir raporumuz yok” diyen bir anne ile konuştum. Bire bir bu sözler ile ifade etmeseler de, benzer düşünceleri paylaşan pek çok ebeveyn olduğunu da biliyorum.

 

Amacımız İptal Kültürü Değil, Çözüme Ulaşmak

THY’nin otizmli bireylerden doktor raporu istemesi, biz otizmli hak savunucuları için önemli bir gündem maddesi haline geldi. Otizm Konfederasyonu üyeleri olarak, bu duruma tepki gösterdik ve bir sosyal medya hareketi başlattık. Ancak burada amacımız, bir kurumun itibarını zedelemek ya da onu hedef almak değil; tam tersine, yapıcı bir çözüm üretmekti.

Kişisel olarak bu kararın neden alındığını tam olarak bilemesem de, otizmli bireylerin sergileyebileceği bazı problem davranışlarla baş edilememesi ihtimalini göz önünde bulunduruyorum. İşte bu nedenle, sivil toplum kuruluşları olarak yalnızca THY’ye değil, benzer sorunlar yaşayan tüm kurum ve kuruluşlara eğitim vermeye hazır olduğumuzu da belirtmek, çözüm üretemedikleri noktada doktor raporu gibi durumu garantiye alır gözüken ama uçağa binecek otizmli bireylerin davranışları konusunda hiçbir faydası olmayan, sadece hayatımızı zorlaştıran ve bizi maddi manevi yoran kararlar yerine yapıcı bir diyalog ortamında çözümü birlikte üretilebileceğimizi hatırlatmak istiyorum. Bizler, diğer yolcuların da güvenli ve huzurlu bir uçuş deneyimi yaşamalarını önemsiyoruz ve eğer sorunlar varsa, bunları birlikte çözebileceğimize inanıyoruz.

 

THY Kararı Yeniden Değerlendiriyor

Bu süreçte olumlu bir gelişme olarak, THY’nin rapor isteme kararını yeniden değerlendirdiğini öğrendik. Otizm Konfederasyonu ile iletişime geçen Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat, uygulamaya gelen itirazların dikkate alındığını ve değerlendirildiğini belirtti. Bu, doğru yönde atılmış önemli bir adım. Dileğimiz o ki, en kısa sürede bu yanlıştan dönülsün. Ancak aynı toplumun parçası olduğumuzu unutmadan ve sorunlarımızı birlikte çözerek, daha kapsayıcı bir dünya inşa edebiliriz.

Yazının tamamını Aydınlık Gazetesi Yazarı Uğur Becerikli’nin haberinden okuyabilirsiniz.

https://www.aydinlik.com.tr/koseyazisi/thy-ve-aileler-arasinda-yasananlar-485251