Latest News
Everything thats going on at Enfold is collected here
Hey there! We are Enfold and we make really beautiful and amazing stuff.
This can be used to describe what you do, how you do it, & who you do it for.
AKSARAY İLK MİYDİ?
YazılarYaşadığımız En Büyük Sorunlar:
AYRIMCILIK, DIŞLAMA, HOR GÖRME, STİGMA…
Büyük harflerle yazdım çünkü otizmli çocuğu olan aileler her aşamada toplumun her köşesinde bunları yaşıyor.
Önce tanıda yaşıyoruz ilk tramvayı, ilk hayal kırıklığını. Çünkü çocuğumuz ile ilgili her şey normal seyrediyor sanıyoruz. Birden bire aslında ‘normal’ olmadığını ve onun için kurduğumuz bütün gelecek hayallerinin suya düştüğünü öğreniyoruz. Sonra otizmle yaşamaya zamanla alışıyoruz. İkinci ve daha büyük travmayı ise çocuğumuz okula başlayacağında yaşıyoruz.
Olaylar her zaman Aksaray’daki gibi okulda yuhalanma boyutunda olmasa da, ayrımcılık otizmli bir çocuğa sahip her ailenin yaşadığı bir durum. Aksaray’da yaşananlar belki münferit bir olaydı ama bu noktaya gelmeden bunun öncesinde neler olduğunu unutmamak lazım. Oradaki velilerle konuştuğum zaman çocuklarının pek çoğunun kaynaştırma raporu olduğu halde kaynaştırmaya gidemediklerini ve özel eğitim sınıfında okuduklarını duydum. Çünkü okul yönetimleri kaynaştırma istemiyor.
Anlamadığımız şekilde birçok kurumda istenmeyen pozisyonundayız. Tanılarımız bulaşıcılık barındırmıyor. Çocuklarımız hiçbir akranını başarıdan uzaklaştırmıyor. Tam aksine… Bu duruma başka gözle bakmayı bilseler, çocuklarına katkılarının çok daha fazla olduğunu görürler.
Özel Okul Çözüm mü?
Oğlum Garen küçükken ben de çoğu annemizin yaptığı gibi bir hata yaptım. Başlangıçta özel okulu tercih ettim. Devlet okuluna göndermeyip, büyük meblağlar ödediğimde, çocuğumu daha rahat okutabileceğimi düşünmüştüm. Bu benim yaptığım en büyük hatalardan biriydi. Garen’in okula başlamasından önceki döneminden biraz bahsedersem, belki neden böyle düşündüğüm daha kolay anlaşılacaktır.
Biz kreş dönemimizde çok şanslıydık. Özel eğitim kurumumuzun yönlendirdiği bir anaokuluna başlamıştık. Kreşimiz daha önce de otizmli çocukları kabul etmiş bir okuldu. Öğretmenimiz de çok bilinçliydi. Bizimle birlikte bazı özel eğitim seanslarına katılıp, okulda da özel eğitimde gördüklerini uygulayacak kadar bizi sahiplenmişti. Garen’e karşı son derece ilgiliydi. Mesela o yıllarda biz Garen’i saçını kestirmeye, berbere gitmeye ikna edemiyorduk ama kreş öğretmenimiz onu saçını kestirmeye ikna edebilmişti.
Her şey böyle iyi gidince ben de hayallere kapıldım. İyi bir okulun hazırlık sınıfına başlarsak ondan sonra da ilköğretim ve ortaöğretime yine bir özel okulda devam ederiz diye düşündüm. Garen’in okula başlama yaşı gelince de hemen yaşadığımız ilçedeki bir özel okul ile görüşmeye gittim.
Garen o sırlarda okuması yazması olan, çok güzel resimler çizen, akademik olarak akranlarından daha ileride bir çocuktu. Bu yüzden okula gittiğimizde, ben de Garen’in otizmli olduğunu söylemedim. Garen’i değerlendirme için aldılar ve beş dakika sonra geri getirdiler. Dediler ki “Bu çocuk daha renkleri bile bilmiyor!”. Şaşırdım. “Nasıl olur?” dedim. Garen’e ben sordum “Bu ne renk?” diye. İngilizcelerini söylemeye başladı “Yellow, green, blue”… Aslında yanıt alamama nedenleri Garen’in bilmemesinden değil, onun özel bir çocuk olduğunu anlayınca ona ulaşmak istememelerindendi.
Bizi o okula almadılar tabii. Hatta “Uğraşmayın biz böyle çocuklar almıyoruz. Özel okulları hiç denemeyin. Bu çocukların gittikleri başka okullar var,” demişlerdi.
Bunları işitmek bir anne için yıkım. Duruma daha yeni alışmaya çalışırken, umutlarınız varken, bu sözleri duymak çok büyük üzüntüye neden oluyor. Ama ben özel okul hayalimden vazgeçmedim. Denemeye devam ettim. Garen üçüncü sınıfa gelene kadar hayal kırıklığı yaşatan denemelerimiz oldu. Sonunda şunu kabullendim, artık özel okullarla daha fazla uğraşmayacaktım. Böylece üçüncü sınıfta devlet okuluna göndermeye karar verdim.
Devlet Okulu Arayışı…
Üçüncü sınıfta Kağıthane ve Şişli bölgesindeki devlet okullarını kapı kapı gezdim. Çok acı bir geziydi bu. Kabul etmeleri için pazarlamacı gibi onlara oğlumu anlatıyordum “Garen birinci ve ikinci sınıfı başarıyla bitirdi. Okula zaten bir gölge öğretmenle gelecek. Akademik olarak da kötü bir durumda değil,” diye açıklıyordum ama nafile. Hiçbir okul bizi almak istemedi.
Oradaki o öğretmenlerin söyledikleri mazeretler inanılmaz can yakıcı, inanılmaz acıtıcıydı. Zaman zaman hala o görüntüler gözümün önüne geliyor. Her bir görüşmede öyle anlar yaşadım ki…
Açık açık almıyoruz, istemiyoruz da demiyorlardı genellikle. Bizim okulun kontenjanı dolu, öğretmenimiz şu an böyle bir çocukla uğraşamaz, bizim çocuklarımız çok haylaz diğer çocuklar ona mobbing uygularlar, çok fazla ses olur çocuğunuz bu seslerden rahatsız olur, dersleri başaramadığı için kendini kötü hisseder, çocuklar acımasızdır bizim sınıflarımızda hiç arkadaşı olmaz, kendisi gibi çocuklarla olursa daha iyi olur, öğretmen birebir ilgilenemeyeceği için akademik olarak geri kalır, özel eğitim sınıfında akademik olarak bire bir ilgileniyorlar, bizim öğretmenimiz gölge öğretmeni kabul etmez gibi bir sürü mazeretle annenin vicdani duyguları ile oynuyorlardı.
Garen ilkokul üçüncü sınıfa başlayacağı zaman, ben bu şekilde cevaplar aldığım belki yirmi okul gezdim. Aslında okullar kaynaştırma raporu olan çocukları almak mecburiyetindeler. Fakat kendi insiyatiflerinde olmadığı halde “Biz böyle çocukları okula almıyoruz,” diyebiliyorlar. Bunları yaşayan anneler de yukarıda saydığım gibi sözlerden usanıp, madem benim çocuğum daha normal örgün eğitim sınıfında kötü olacak, kaynaştırma eğitimi alması için inat etmeyeyim diyebiliyor.
Okul mu, Öğretmen mi?
Garen’in üçüncü sınıfı için uzun arayışlardan sonra bir okul bulduk. Ama o okul da bizde çok ciddi tramvalara neden oldu. Tam artık ne yapacağımızı şaşırmıştım ki, dördüncü sınıfa geçtiğimizde bize bir öğretmen tavsiye ettiler. Gittik Enver Hoca ile Garen’i ve gölge öğretmenini tanıştırdık. Enver Hoca’ya durumu, Garen’in otizmli olduğunu anlattım ve “Bizi sınıfınıza kabul eder misiniz?” diye sordum. O da “Ne demek, okul alırsa tabii ki kabul ederim. Ama şunu söyleyeyim ben otizmi hiç bilmiyorum. Benim şimdiye kadar hiç otizmli öğrencim olmadı,” dedi.
‘Bilmiyorum,’ demesi bizim için çok güzel bir şeydi. Az bilip, ‘Biliyorum,’ demesi kadar korkunç bir şey yok.
Geçmişimizde “Ben otizmi biliyorum. Bu çocuk otizmli değil,” diyen öğretmenimiz de olmuştu, “Siz çok şımartmışsınız, bu çocuk ondan böyle. Babası biraz ilgilensin, bu çocuk düzelir,” diyen de. Bunlar bildiklerini zannedenlerdi. O yüzden Enver Hoca’nın bilmiyorum demesi benim için muhteşem bir şeydi. Ona dedik ki “Hocam sizin bir şey bilmenize gerek yok. Siz bize gerekli sınıf desteğini sağlayın, gölge öğretmenimiz zaten bu işi biliyor. Biz ekip olarak desteğe hazırız. Psikoloğumuz ve özel eğitimcimiz de gerekirse gelir. Size bireysel eğitim planı açısından o desteği sağlarız,” dedik.
Bireyselleştirilmiş Eğitim Planları
Özel gereksinimli çocukların eğitiminde bireyselleştirilmiş eğitim planını uygulayabilecek ve işbirliğine açık bir öğretmen çok önemlidir. Biz dördüncü sınıfta yolumuz Enver Hoca ile kesiştiği için şanslıydık. Ama çoğu okulda bireyselleştirilmiş eğitim planları tam olarak uygulanamıyor. Uygulanamadığı için de çocuklarımız ve ailelerimiz başarısızlık hissi yaşıyorlar. Hocalar, özel eğitim kurumuyla iletişime geçmek istemiyor. Bu işbirliğini kendi alanlarına müdahale olarak görüyorlar.
Gölge öğretmenin sınıfa girebilmesi için yıllarca mücadele verdik. Kimse sınıfa alınmasın demiyordu ama öğretmenler istemiyordu. Şimdi kolaylaştırıcı kişi adıyla mevzuata girdi. Tüm beklentilerimizi karşılamasa da bu da bir başlangıçtır.
Benim ailelerimize diyeceğim şey şudur, haklarını bilsinler, mücadeleden korkmasınlar ve vazgeçmesinler. Dün mücadele edenler olmasaydı bugün sizler bu haklara kavuşamazdınız. Bugün biz mücadele edeceğiz ki, yarınlarda çocuklarımıza güzel günler bırakabilelim. Eğer bir çocuğa kaynaştırma hakkı verilmişse aileler asla bundan vazgeçmemeli. Veliler hiçbir şekilde öğretmenlerin “sınıfa uygun değil” cümlelerini kaale almamalı, kolaylaştırıcı kişi ile (gerekirse annenin kendisi) bu hak sonuna kadar kullanılmalıdır.
Aksaray’daki velilerle konuştuğum zaman, oradaki çocukların pek çoğunun kaynaştırma raporu olduğu halde kaynaştırmaya gidemediklerini ve özel eğitim sınıfında okuduklarını duydum. Böyle bir şeyi ilk kez duyuşum değildi.
Tanıdığım pek çok velinin kaynaştırma eğitim hakkı varken imza atarak çocuğunu özel eğitim sınıfına verdiğini biliyorum. O veliler ile konuşarak haklarını anlatmaya ve özel eğitim sınıfında neler yaşayabileceklerini açıklamaya çalışıyorum.
Gölge Öğretmen Şart
Kaynaştırma eğitimi gölge öğretmensiz çok zor. Fakat gölge öğretmeni ailenin sağlaması da maddi manevi çok yıpratıcı olabiliyor. Yurtdışındaki gölge öğretmen modelinde bu imkan devlet tarafından sağlanıyor. Yurtdışında gölge öğretmen bir çocuğa özel değil, sınıftaki tüm çocuklara destek sağlamak ve sınıf öğretmenine yardımcı olmak amacıyla görev yapıyor. Olması gereken de bu. Çünkü biz gölge öğretmen derken, sadece bizim çocuğumuz için çalışacak bir öğretmeni amaçlamıyoruz. Bu noktada bir kavram kargaşası yaşanıyor. Gölge öğretmen ile o çocuğun sınıfa entegrasyonunu sağlanırken diğer toplum fertlerinin de o çocuğa ne şekilde yaklaşacağını göstermek hedefleniyor.
Derneğimize gelen “Ben özel gereksinimli çocuklara nasıl yardımcı olabilirim? Onlarla nasıl konuşmalıyım? Otizmli bir çocuk kriz geçirdiği zaman ne yapabilirim?” diye soranlar oluyor. Çünkü hayatları boyunca böyle bir şey yaşamamışlar. Gölge öğretmen sınıfta bulunarak, davranışları ile bu soruları yanıtlıyor. İki tarafın arasında bu entegrasyonu sağlıyor. Diğer çocuklara da farklılıklara ne şekilde uyum sağlayabileceklerini öğretmiş oluyor.
Toplumumuzun farklılıklara gösterdiği tepki önemli bir mesele haline geldi. Bana kalırsa eskiden biraz daha farklıydı sanki. Ben ilkokuldayken sınıfımızda farklı gelişen bir arkadaşım vardı. Zihinsel engelliydi ama hep bizim yanımızdaydı. Biz hiçbir zaman “benim yanımda oturmasın”, “bizimle beraber okula gelmesin,” dememiştik. Eminim ki sınıftaki hiçbir öğrencinin de aklından böyle bir şey geçmemişti. Ne velilerimizden biri, ne de biz bunu düşünmemiştik.
Böyle bir şeyin düşünülmesinin mümkün olabileceği benim aklımın ucundan geçmezdi. Ama çocuklarımın yaşadıklarıyla beraber mobbing’in ne demek olduğunu, çocukların ne kadar acımasız yetiştirilebileceğini gördüm. Başka çocukların hayatında nasıl travmalara yol açabileceklerine tanık oldum.
Şu anda Garen’in hayatında geçmiş ile ilgili çok ciddi travmalar var, arkadaşlarının yaptıklarından dolayı. Bana şunu diyor “Okul bana illallah yaptırdı onun için okumuyorum”. Aslında Garen okuyabilecek bir çocuktu. İsteseydi üniversiteye de gidebilirdi. Ama geçmiş dönemde yaşadığı travmalar nedeniyle böyle bir isteği kalmadı.
Neler Yapılabilir?
Biz şunu öneriyoruz, devlet her özel okula bir kontenjan koysa ve dese ki “Sen okuluna şu kadar özel çocuk almak zorundasın. Bunu alırsan teşvik vereceğim,” veya “Sana kota tanıyorum. Bu kadar özel çocuk almazsan seni kapatacağım,” gibi bir yasal mecburiyet koysa o zaman özel okullar da bu kadar rahat bir şekilde ben çocuk almıyorum diyemezler.
Fakat bu şekilde okulları ikna etsek bile özel okullarda bir de veli faktörü var tabii. Veli ‘İstemiyorum,’ dediği zaman olay bitiyor. Çünkü öğretmen ve okul yönetimi istese bile özel okul velilerinin parasal güçleri önemli olduğu ve onlar istemedikleri için kabul etmiyorlar.
Geçenlerde bir özel okulun reklamında kaynaştırma öğrencisi almamakla övündüğünü gördüm. Bu kadar acı bir durumdayız aslında. Bir taraftan Ali Vefa’yı seyrederek “Vah vah… Oğlum, canım benim…” diye hüzenlenen insanlar, diğer tarafta çocuklarının sınıfında otizmli olmasın diyen insanlar. Üstelik bunlar aynı kişiler.
Devlet okulu ya da özel okul olsun bir konu daha var. Yaşananlar duyurulamıyor ya da yetkililere iletilemiyor. Onun için ailelere yaşadıkları her olayla ilgili hemen yazılı olarak dilekçe vermelerini tavsiye ediyorum. Böylece Milli Eğitim Bakanlığı da yaşadığımız olaylarda durumun boyutlarını görebilir. Yetkililer şu anda mobbing ve psikolojik şiddet nedeniyle ne kadar çok çocuğun eğitim hayatından vazgeçtiğinin farkında değiller aslında.
HABERLER.COM ‘OTİZMLİ ÇOCUKLARIN TOPLUMDAN İZOLE EDİLMEMESİ GEREKİYOR’
HaberlerÖzel Çocuklar Eğitim ve Dayanışma Derneği (ÖÇED) Yönetim Kurulu Başkanı Parin Yakupyan, otizmli çocukların Mehmetçik İlköğretim Okulu’nda olduğu gibi diğer öğrencilerden ayrılması ve izole edilmesinin çeşitli sıkıntıları da beraberinde getireceğini ifade ediyor.
Yakupyan’a göre hem özel gereksinimli çocukların hem de ailelerinin yasalarda belirlenmiş haklarını eksiksiz bir biçimde alabilmesi gerekiyor:
“Otizmli çocuklar sınıftayken diğer veliler ve çocuklar yuh çekmiş ve otizmli çocuklar bunları duymuş. TCK’nın 122. Maddesine göre bu tutum direkt ayrımcılığa giriyor. Oradaki bir veli, ‘Otizmliler bizim çocuklarımızı camdan atsalar kim ne diyebilir’ demiş. Otizmli çocuklar davranış problemi gösterebilirler ama doğru eğitim aldıklarında bunlar da silikleşir. Canavar değiller, kalpleri sevgi dolu.”
“Aileler çocuklarıyla ilgili otizm tanısını aldığında zaten çok büyük bir travma yaşıyor ve hemen sonrasında eğitim haklarını kazanmaya çalışıyor. Bu çocuklar toplumla birlikte paralel bir şekilde yaşayabilirlerse bu gelişirler ama toplum onları reddederse zaten iletişim problemi olan bu çocuklar daha da olumsuz etkilenirler.”
Bu örnekte sesimiz çok çıktı ama sesimizin çıkmadığı çok fazla benzer olay yaşanıyor. Şu anda 59’da 1 oranında yaşanıyor otizm ama 40’da 1’e yükseldiği söyleniyor. Bugün otizmli çocuğu sınıfta istemeyen insan yarın belki torununda bunu yaşayacak.”
Valilik: Özel Eğitim Okulu Yapılacak
Aksaray Valiliği ise yaptığı açıklamada Aksaray’da 12 derslikli bir Özel Eğitim Okulu yapılacağını duyurdu:
“Özel eğitim öğrencileri burada 5 yıldır öğrenimlerine devam etmektedirler. Bazı medya organlarında yayımlanan ‘Aksaray’da Otizmli Çocuklar Yuhalandı’ haberi gerçeği yansıtmamakta olup çocuklar okullarında normal eğitim öğretimlerine devam etmektedirler. 2020 yılı yatırım programında 12 derslikli bir Özel Eğitim Okulu planlanmış olup, konu ile ilgili gerekli inceleme başlatılmıştır.”
Çelik: Çocukların ayrılmaması esastır
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik de twitter üzerinden yaptığı açıklamada, “#Otizm başlığı altında gündeme gelen, Özel Eğitim İhtiyacı olan çocuklarımızı ve kıymetli ailelerini inciten olayları hassasiyetle takip ediyoruz. Özel Eğitim İhtiyacı olan çocuklarımızın eğitiminde kesinlikle aksama olmayacaktır. Bir dışlamaya maruz kalmalarına izin verilmeyecek. Özel Eğitim İhtiyacı olan çocuklarımızın akranlarından ayrılmadan bulundukları ortamda eğitimlerini sürdürmeleri esastır” dedi.
Çelik ayrıca “Tüm çocuklar tek bir evrendir. Hiçbiri diğerinden ayrılamaz.” diyen Çelik tüm çocuklarımızın nitelikli ortamda eğitim görmesi, çocukların herhangi bir koridorla veya başka uygulamayla ayrılmaması esastır. Her kesimden vatandaşımızın, medyamızın ortaya koyduğu hassasiyet bunu bir kere daha ispat etmiştir.” diye konuştu.
CUMHURİYET – ‘OTİZMLİ ÇOCUKLARIN TOPLUMDAN İZOLE EDİLMEMESİ GEREKİYOR’
HaberlerÖzel Çocuklar Eğitim ve Dayanışma Derneği (ÖÇED) Yönetim Kurulu Başkanı Parin Yakupyan, otizmli çocukların Mehmetçik İlköğretim Okulu’nda olduğu gibi diğer öğrencilerden ayrılması ve izole edilmesinin çeşitli sıkıntıları da beraberinde getireceğini ifade ediyor.
Yakupyan’a göre hem özel gereksinimli çocukların hem de ailelerinin yasalarda belirlenmiş haklarını eksiksiz bir biçimde alabilmesi gerekiyor:
“Otizmli çocuklar sınıftayken diğer veliler ve çocuklar yuh çekmiş ve otizmli çocuklar bunları duymuş. TCK’nın 122. Maddesine göre bu tutum direkt ayrımcılığa giriyor. Oradaki bir veli, ‘Otizmliler bizim çocuklarımızı camdan atsalar kim ne diyebilir’ demiş. Otizmli çocuklar davranış problemi gösterebilirler ama doğru eğitim aldıklarında bunlar da silikleşir. Canavar değiller, kalpleri sevgi dolu.”
“Aileler çocuklarıyla ilgili otizm tanısını aldığında zaten çok büyük bir travma yaşıyor ve hemen sonrasında eğitim haklarını kazanmaya çalışıyor. Bu çocuklar toplumla birlikte paralel bir şekilde yaşayabilirlerse bu gelişirler ama toplum onları reddederse zaten iletişim problemi olan bu çocuklar daha da olumsuz etkilenirler.”
Bu örnekte sesimiz çok çıktı ama sesimizin çıkmadığı çok fazla benzer olay yaşanıyor. Şu anda 59’da 1 oranında yaşanıyor otizm ama 40’da 1’e yükseldiği söyleniyor. Bugün otizmli çocuğu sınıfta istemeyen insan yarın belki torununda bunu yaşayacak.”
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/dunya/1700704/aksaraydaki-otizmli-cocuklarin-aileleri-konustu-mehmetcik-ilkogretim.html
LAST MİNUTE NEWS -“OUR CHİLDREN AND OUT THE BACK DOOR”
HaberlerA group of parents at Aksaray Mehmetçik Elementary School has been organizing action since the beginning of the week to close the special education class in the school.
Yesterday evening at a school in Aksaray to close the class of children with autism protest allegations of social media sat on the agenda.
In a short time, a large number of non-governmental organizations, children with autism and their families by making statements about the allegations of harassment and condemned the event announced that they will follow.
“OUR CHILDREN IN AND OUT OF THE BACK DOOR TO SCHOOL”
Cennet İnceöz, her mother with autism, says that children with special needs have been discriminated against at Mehmetçik Elementary School for a long time but that the abuse has become unbearable since the beginning of the week:
“Our children’s section is separated by a screen, they can not get out of their classes. They enter and leave the back door of the school, separate cafeterias, separate toilets … Other children are not addressed. But what happened in the last few months was completely intimidation policy. began to insult.
Some parents said, ‘Get out of here. we do not want. Children’s psychology is deteriorating ‘he said. When the other children saw children with autism, they were scared, did not eat, chased children with autism in their dreams at night.
They took the muhtar with them and started to protest in the school yard, booing and insulting the mothers who went out. It’s been going on since the beginning of the week, we’re surprised at what we’re going to do. ”
Inceoz says that these problems are increasing with the beginning of the new education period and the change of school administration.
“We didn’t have such problems with the previous manager.” İnceöz says that some parents of children with autism have to take their children from school:
“There were close to 50 students in the classroom, but most of the parents took their children away from school as a result of these harassments and no longer sent them to any school. We didn’t experience anything like that in the previous principal.
Alleged “THAT WILL BUY HERE AUTHISTIC SCHOOL”
Another parent, Nurcan Kara, states that her nine-year-old daughter with autism has been attending Mehmetçik Elementary School for three years, but discrimination and harassment problems started this year.
Kara argues that children with autism in the school get along well with other students, but parents are provoked by the school administration and the mukhtar:
“With the filling of the new school administration, these children and their parents are being provoked against us. As we have learned from the other parents who support us, the school administration says to some parents that they will expel your children from this school and that they will make autistic school here. Families want our children to go. this is how they bring parents face to face.
When my child enrolled in the school, there were 40-50 students, but now there are only 19 children with autism. I found out that although there is a need for teachers, there is no demand for teachers from the Ministry of National Education. When I went to the Provincial Directorate of National Education, ‘Your school teacher does not demand’ they said. ”
He’s got good friends, he’s got his hand, he’s got friends. His teacher, whom he has been with for two years and made great progress, has changed this year. I told them that our children had a separate connection with their teachers and that they could not cope with this situation. I wanted my child to be transferred to the teacher’s class, but the principal refused. ”
My daughter has come a long way in three years, socialized, but she wants her own teacher. The director says that even though he sees the situation, his teacher will not come, and I don’t need a teacher. There is no point in my child attending this school. We don’t have academic expectations, our priority is behavioral progress and happiness. ”
The parents also claim that Şükrü Genç, the muhtar of the Laleli neighborhood, provoked the other parents who gathered in front of the school to protest against the students with autism and this was also present in the camera recordings.
“CITIZEN IS CONTINUING TO CONTINUOUS Autism”
Muhtar Şükrü Genç reached by BBC Turkish’s Fundanur Öztürk. “I don’t admit that I’m aggravating the citizen” He describes the tension in the neighborhood as follows:
“We are not against any disabled people, there is mild autism. But 17 students with severe autism came to school recently. Therefore, the situation has changed. Parents should always be with them. We have separated classes but they have to see each other in recession. Those with severe autism are 14-16 years old. it creates discomfort. ”
Veli Nurcan Kara says that the number of children with severe autism coming to school recently is four.
Mukhtar Genc claims that parents call him every day and complain about children with autism at school:
“Citizens are making me a lot of pressure, they are constantly complaining. I met this job last week Governor Bey. Governor Bey,” One month patience, muhtar, “he said. We said okay, I told parents to wait a month. Provincial Director of Education It’s going to take 8-9 months to get the job done.
The governor said they will move to another school, but the citizen does not believe. Because 3-4 years ago we went again and complained, MEB said we will take them from this school, but they did not. ”
“Children with autism should NOT be isolated from the community”
Parin Yakupyan, Chairman of the Special Children Education and Solidarity Association (ÖÇED), states that the separation and isolation of children with autism from Mehmetçik Primary School and other students will bring along various problems.
According to Jacob, both children with special needs and their families should be able to fully acquire the rights defined by law:
“When children with autism are in class, other parents and children have been booed and children with autism have heard of them. According to Article 122 of the TPC, this attitude is directly discriminatory. but when they receive the right education, they become faint. They are not monsters, their hearts are full of love. ”
When families are diagnosed with autism about their children, they are already in a major trauma and try to gain their right to education. These children develop if they can live in parallel with the society, but if the society rejects them, those children who already have communication problems are even more affected. ”
In this example, our voices sounded very much, but there are many similar events in which we do not. Autism is currently experiencing a rate of 1 in 59 but is said to have increased to 1 in 40. Today, people who do not want children with autism in the classroom, maybe tomorrow will experience this grandson. ”
PRIVATE EDUCATION SCHOOL WILL BE HELD
The Governor’s Office in Aksaray announced that a 12-class Private Education School would be built in Aksaray:
“Special education students have been studying here for 5 years. Some of the news published in the media” Children with autism Aksaray bohalandı “does not reflect the truth and children continue their education in schools. the necessary review has been initiated. ”
“KEEPING CHILDREN IS ESSENTIAL”
AKP spokesman Omer Celik said on Twitter “#Otism under the title of the children who need special education, and sensitive families are monitoring the events that hurt. Special education in the need of special education children will not be disrupted. They will not be allowed to be subjected to an exclusion. It is essential ” said.
“All children are one universe. None of them can be separated.” Saying Steel “It is essential that all of our children are educated in a qualified environment and that children are not separated by any corridor or any other application. he said.
https://lastminute-news.com/news/parents-sitting-in-the-incident-spoke-on-turkey-039-s-agenda-8230-our-children-and-out-the-back-door-last-minute-news-3784
BBC TÜRKÇE – ÇOCUKLARIMIZ OKULA ARKA KAPIDAN SOKULUYOR
HaberlerAksaray Mehmetçik İlköğretim Okulu’nda bir grup veli, okuldaki özel eğitim sınıfının kapatılması için hafta başından bu yana eylem düzenliyor.
Otizmli çocukların okulda eğitim gören diğer öğrencilerin ‘psikolojisini kötü etkilediğini’ savunan bazı velilerin başvurusu üzerine okul idaresinin ve Aksaray Valiliği’nin de harekete geçtiği iddia edildi.
Dün akşam saatlerinden Aksaray’da bir okulda otizmli çocukların sınıfının kapatılması için başlatılan protesto iddiaları sosyal medyanın gündemine oturdu.
Kısa sürede çok sayıda sivil toplum örgütü, otizmli çocukların ve ailelerinin taciz edilmesi iddiaları hakkında açıklama yaparak olayı kınadıklarını ve takipçisi olacaklarını duyurdu.
Milli Eğitim Bakanlığı konuyla ilgili BBC Türkçe’ye yaptığı açıklamada, okul müdürü hakkında soruşturma başlatıldığını ve Aksaray Mehmetçik İlköğretim Okulu’ndaki ‘Otistik Öğrenci Sınıfları’ tabelasının derhal kaldırıldığını açıkladı.
Zira ‘otistik’ kelimesinin mevcut müfredatta bir karşılığı olmadığı gibi, ayrımcı bir tanımlama sayıldığı için MEB içindeki tüm kullanımlarına da son verilmişti.
BBC Türkçe’ye konuşan Mehmetçik İlköğretim Okulu’ndaki özel öğrenci velileri, son birkaç aydır okul idaresi eliyle kendilerine yönelik olarak ‘yıldırma’ politikası güdüldüğünü ve çocuklarının okuldan uzaklaştırılmak istendiğini söylüyor.
MEB ise bugün yaptığı resmi açıklamasında, Bakanlık müfettişleri tarafından olayla ilgili soruşturma başlatıldığını duyurdu ve “Söz konusu okulumuzda özel eğitim sınıfı uygulamasının gerektirdiği hassasiyetler dikkate alınarak, okul içerisindeki alanlarda ilgili düzenlemeler yapılmış olup, eğitim – öğretim faaliyetleri devam etmektedir” ifadelerine yer verdi.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ise yaşananları “münferit bir olay” olarak niteledi ve “kabul edilemez” dedi.
‘Çocuklarımız okula arka kapıdan girip çıkıyor’
Otizmli annesi Cennet İnceöz, özel gereksinimli çocukların Mehmetçik İlköğretim Okulu’nda uzun süredir ayrımcılığa uğradığını ancak hafta başından itibaren tacizlerin dayanılmaz hale geldiğini anlatıyor:
“Çocuklarımızın bölümü paravanla ayrılmış durumda, sınıflarından çıkamıyorlar. Okula arka kapıdan girip çıkıyorlar, yemekhaneleri ayrı, tuvaletleri ayrı… Diğer çocuklarla muhatap edilmiyorlar. Ama ne olduysa son birkaç aydır tamamen yıldırma politikasına gidildi. Çocuklar istenmemeye, itilip kakılmaya başlandı. Diğer veliler otizmli çocukların velilerine hakaret etmeye başladı.”
“Bazı veliler, ‘Gidin buradan. İstemiyoruz. Çocukların psikolojisi bozuluyor’ dedi. Diğer çocuklar otizmli çocukları görünce korkuyormuş, yemek yemiyormuş, gece rüyalarında otizmli çocuklar kovalıyormuş.
Muhtarı da yanlarına alıp okulun bahçesinde eylem yapmaya, dışarıya çıkan anneleri yuhalamaya ve hakaret etmeye başladılar. Hafta başından beri sürüyor, ne yapacağımızı şaşırmış durumdayız.”
İnceöz, esasen yeni eğitim öğretim döneminin başlaması ve okul idaresinin değişmesiyle bu sorunların giderek arttığını ifade ediyor.
“Önceki müdürle böyle sorunlar yaşamıyorduk” diyen İnceöz, bazı otizmli çocuk velilerinin, çocuklarını okuldan almak zorunda kaldığını söylüyor:
“Sınıfta toplamda 50’ye yakın öğrenci vardı, ancak velilerin çoğu bu tacizler sonucunda çocuğunu okuldan aldı ve artık hiçbir okula göndermemeye başladı. Önceki müdürde böyle bir şey yaşamıyorduk. Okulların açılmasıyla müdürümüz değişti ve bu sorunlar başladı.”
“Burayı otistik okulu yapacaklar” iddiası ortaya atıldı
Bir başka veli Nurcan Kara da dokuz yaşındaki otizmli kızının üç senedir Mehmetçik İlköğretim Okulu’na gittiğini ancak ayrımcılık ve taciz sorunlarının bu yıl başladığını ifade ediyor.
Kara, okuldaki otizmli çocukların diğer öğrencilerle iyi anlaştığını ancak velilerin okul yönetimi ve muhtarlık tarafından kışkırtıldığını savunuyor:
“Yeni okul yönetiminin doldurmasıyla bu çocuklar ve velileri bize karşı kışkırtılıyor. Bize destek olan diğer velilerden öğrendiğimiz kadarıyla, okul yönetimi bazı velilere ‘Sizin çocuklarınızı bu okuldan atacaklar, burayı otistik okulu yapacaklar’ diyormuş. Aileler de bu sebeple bizim çocuklarımızın gitmesini istiyor. Çocukları ve velileri bu şekilde karşı karşıya getiriyorlar.”
“Çocuğum okula kayıt olduğunda 40-50 öğrenci vardı ama artık düzenli olarak gelen sadece 19 otizmli çocuk kaldı. Öğretmen ihtiyacı olmasına rağmen MEB’den öğretmen talebinde bulunulmadığını öğrendim. İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne gittiğimde, ‘Sizin okul öğretmen talebinde bulunmuyor’ dediler.”
“İyi anlaştığı, elini tuttuğu arkadaşlarını var çocuğumun, kamera kayıtları da var. İki senedir birlikte olduğu ve çok ilerleme kaydettiği öğretmeni bu sene değişti. Ben de çocuklarımızın öğretmenleriyle ayrı bir bağı olduğunu ve bu durumla başa çıkamadıklarını söyledim. Çocuğumun alıştığı öğretmenin sınıfına nakledilmesini istedim ama müdür kabul etmedi.”
“Benim kızım üç senedir çok yol kat etti, sosyalleşti ama kendi öğretmenini istiyor. Müdür bey durumu gördüğü halde kendi öğretmeni gelmeyecek, öğretmene ihtiyacım yok, bu durum böyle devam edecek diyor. Bu durumda benim çocuğumun bu okula devam etmesinin bir anlamı yok ki. Bizim akademik beklentimiz yok ki, önceliğimiz davranışsal ilerleme ve mutlu olabilmesi.”
Veliler ayrıca Laleli Mahallesi Muhtarı Şükrü Genç’in okul önünde protesto için toplanan diğer velileri otizmli öğrencilere karşı kışkırttığını ve bunun kamera kayıtlarında da mevcut olduğunu iddia ediyor.
Muhtar: Vatandaş sürekli otizmlileri şikâyet ediyor
BBC Türkçe’nin ulaştığı Muhtar Şükrü Genç ise, ‘Vatandaşı galeyana getirdiğimi kabul etmiyorum’ diyerek mahallede bir süredir yaşanan gerginliği şöyle anlatıyor:
“Biz orada hiçbir özürlüye, hafif otistiğe karşı değiliz. Ama okula yakınlarda 17 tane ağır otizmli öğrenci geldi. Bu sebeple durum değişti. Velisinin hep yanında olması gerekiyor. Sınıfları ayırdık ama teneffüste mecburen birbirlerini görüyorlar. Ağır otizmli olanların yaşları 14-16. Bu durum rahatsızlık yaratıyor.”
Veli Nurcan Kara ise okula yakın zamanda gelen ağır otizmli çocuk sayısının dört olduğunu ifade ediyor.
Muhtar Genç, velilerin her gün kendisini arayarak okuldaki otizmli çocuklardan şikayetçi olduklarını iddia ediyor:
“Vatandaş bana çok baskı yapıyor, sürekli şikâyet ediyorlar. Ben de geçen hafta bu işi Vali beyle görüştüm. Vali bey, ‘Bir ay sabredin muhtarım’ dedi. Biz de tamam dedik, velilere bir ay beklemelerini söyledim. İl Milli Eğitim Müdürü ise 8-9 ay sürecek diyerek işi karıştırıyor.”
“Valilik başka bir okula taşınacaklarını söyledi ama vatandaş inanmıyor. Çünkü bundan 3-4 sene önce yine gidilip şikâyet edilmiş, MEB bu okuldan onları alacağız demiş ama almamışlar.”
‘Otizmli çocukların toplumdan izole edilmemesi gerekiyor’
Özel Çocuklar Eğitim ve Dayanışma Derneği (ÖÇED) Yönetim Kurulu Başkanı Parin Yakupyan, otizmli çocukların Mehmetçik İlköğretim Okulu’nda olduğu gibi diğer öğrencilerden ayrılması ve izole edilmesinin çeşitli sıkıntıları da beraberinde getireceğini ifade ediyor.
Yakupyan’a göre hem özel gereksinimli çocukların hem de ailelerinin yasalarda belirlenmiş haklarını eksiksiz bir biçimde alabilmesi gerekiyor:
“Otizmli çocuklar sınıftayken diğer veliler ve çocuklar yuh çekmiş ve otizmli çocuklar bunları duymuş. TCK’nın 122. Maddesine göre bu tutum direkt ayrımcılığa giriyor. Oradaki bir veli, ‘Otizmliler bizim çocuklarımızı camdan atsalar kim ne diyebilir’ demiş. Otizmli çocuklar davranış problemi gösterebilirler ama doğru eğitim aldıklarında bunlar da silikleşir. Canavar değiller, kalpleri sevgi dolu.”
“Aileler çocuklarıyla ilgili otizm tanısını aldığında zaten çok büyük bir travma yaşıyor ve hemen sonrasında eğitim haklarını kazanmaya çalışıyor. Bu çocuklar toplumla birlikte paralel bir şekilde yaşayabilirlerse gelişirler ama toplum onları reddederse zaten iletişim problemi olan bu çocuklar daha da olumsuz etkilenirler.”
Bu örnekte sesimiz çok çıktı ama sesimizin çıkmadığı çok fazla benzer olay yaşanıyor. Şu anda 59’da 1 oranında yaşanıyor otizm ama 40’da 1’e yükseldiği söyleniyor. Bugün otizmli çocuğu sınıfta istemeyen insan yarın belki torununda bunu yaşayacak.”
Valilik: Özel Eğitim Okulu Yapılacak
Aksaray Valiliği ise yaptığı açıklamada Aksaray’da 12 derslikli bir Özel Eğitim Okulu yapılacağını duyurdu:
“Özel eğitim öğrencileri burada 5 yıldır öğrenimlerine devam etmektedirler. Bazı medya organlarında yayımlanan ‘Aksaray’da Otizmli Çocuklar Yuhalandı’ haberi gerçeği yansıtmamakta olup çocuklar okullarında normal eğitim öğretimlerine devam etmektedirler. 2020 yılı yatırım programında 12 derslikli bir Özel Eğitim Okulu planlanmış olup, konu ile ilgili gerekli inceleme başlatılmıştır.”
Çelik: Çocukların ayrılmaması esastır
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik de Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, “#Otizm başlığı altında gündeme gelen, özel eğitim ihtiyacı olan çocuklarımızı ve kıymetli ailelerini inciten olayları hassasiyetle takip ediyoruz. Özel eğitim ihtiyacı olan çocuklarımızın eğitiminde kesinlikle aksama olmayacaktır. Bir dışlamaya maruz kalmalarına izin verilmeyecek. Özel eğitim ihtiyacı olan çocuklarımızın akranlarından ayrılmadan bulundukları ortamda eğitimlerini sürdürmeleri esastır” dedi.
Çelik ayrıca “Tüm çocuklar tek bir evrendir. Hiçbiri diğerinden ayrılamaz.” diyen Çelik tüm çocuklarımızın nitelikli ortamda eğitim görmesi, çocukların herhangi bir koridorla veya başka uygulamayla ayrılmaması esastır. Her kesimden vatandaşımızın, medyamızın ortaya koyduğu hassasiyet bunu bir kere daha ispat etmiştir.” diye konuştu.
https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-50322801
Afyonkarahisar’da 7 Dokunuş Sunumu Gerçekleştirdik
HaberlerYaz tatilleri, okul d�nemlerine g�re bir�ok �zel �ocu?umuz i�in daha durgun ge�ebilmekte maalesef. Okulun kapanmas?yla do?an bo?luktan dolay? �ocuklar?m?z?n durumunda dura?anl?klar, komut almada zorluklar gibi aile ve e?itimcileri tedirgin edebilecek durumlar g�zlenebilmekte…
Bir e?itim d�nemini daha geride b?rak?p yaz tatili d�nemini kar??lad???m?z bu g�nlerde; imkan? olanlar tatile �?kacak, memleketlerine d�necekler, imkan? olmayan ailelerimiz ise yine evlerinde kalma d�?�ncesi ile ba? ba?a kalacaklar. Yo?un bir e?itim d�neminin ard?ndan �zel �ocuklar?m?z?n da dinlenmeye hakk? oldu?u ka�?n?lmaz bir ger�ek olsa da yaz tatili gibi uzun bir s�reyi planlamadan ge�irmek �ocuklar?m?za faydadan �ok zarar getirir.
Belirli bir tempoya al??m?? olan �ocuklar?m?z?n bu tempoyu yaz s�resi boyunca k?smen devam ettirmeleri gerekti?i d�?�ncesindeyim. Anne-babalar olarak yaz tatilini avantaja d�n�?t�rmenin bizim elimizde oldu?unu unutmamam?z gerekiyor. Belirli bir program i�erisinde ilerleyen �ocu?umuzun program?n? fazla bozmamaya dikkat etmeliyiz. Okul d�neminde sabah saat 8.00�de kalkan bir �ocu?un yaz�tatilinde ge� saatlere kadar uyumas?na izin vermek d�zenini bozacakt?r.